10 Kasım 2008 Pazartesi

bedenler bedenlere, ruhlar ruhlara, ölümler ölümlere

"bedenler bedenlere, ruhlar ruhlara,ölümler ölümlere" bu şarkıyı en son sivarna söylemişti kendine bundan yaklaşık yedi yıl sonrasıydı var sandığın zamanın.anlamayacaktım o zaman ta geçmişin kucağına düşmem bir iki debelenmem ve şimdiye dönmem lazımken.sonrası olayordu herşey,herşey ben.veledulun titreyişini duyumsarken buldum onu,titreyişleri bir şiirin varolurken beynimde yarattığı etkiyi yaratayordu.ve şöyle haykırdı
--------
sen kim
sen ben
ben kim
içindekini bilmeyen
--------
her ne kadar kelimesiz bir haykırış olduysa da anlayordum.kendim de boğulmamış mıydım o girdabdan.bir saatle bir girdab arasındaki fark nedir dedim.yıllardır beynimi kemiren soru buydu üstelik.kimseye söylememek için söz verirken aldım cevabı ve rahatladım.ben güleyordum tertomor ağlayorken ve bir"an" daha böyle geçti bir adım daha yaklaştık doğuma gün sayıyor gibi.yeni bir harf daha kazındı zammansızlıkta yazılan yeni okumaya başladığımız kitabımıza.


bir ölümsüzün güncesi

Hüseyin MAVİCE

Hiç yorum yok: